Birayi sevseniz de sevmeseniz de Belcika'ya geldiginizde mutlaka denemeniz gereken seyler arasinda liste basini bira aliyor. Yoresel biralarla birlikte 800'un ustunde bira cesidi var ve o nedenle Belcika dunyada Bira Cenneti olarak biliniyor. Her zevke hitap eden bir cesit bulmak mumkun. Ben alkol sevmeme ve cok nadir kullanmama ragmen, gittigimiz degisik bolgelerdeki yoresel biralari denemek hosuma gidiyor. %4-5'lik alkol oranlarindan %12lere varan genis bir alkol araliginda farkli tatlar bulmak mumkun. Bira deyince hepimizin aklina Turkiye'deki Efes bira tarzi pilsen biralar geliyor. Ama burada biralarin bir kismi (trappist ya da terapist denilebilir) manastirlarda sahici papazlar tarafindan uretiliyor ortacagdan beri. Kendilerine has tekniklerle uretilen her terapist biranin tadi digerinden farkli. Zaten tum dunyada bu sekilde bira ureten toplam 7 (bazi kaynaklar Belcika disinda kalani saymiyor 6 olarak belirtiyor) tane manastir var, ve alti tanesi Belcika sinirlari icinde. Napolyon donemindeki karisikliktan kacan papazlarin yonettigi manastirlarda bu ise baslanmis ve devam ediliyor. Terapist bira sadece bir cesit bunun yanisira Abbey biralar, kirmizi biralar, kahverengi bira, lambik ve saison olmak uzere daha bir suru kategori var. Abbey biralar da terapist bira usullerine gore imal ediliyor ancak daha buyuk ticari merkezlerde uretiliyor, manastir yerine. Abbey bira ureten her sirket bir manastirla anlasmali, onlarin onerilerine gore uretim gerceklesiyor. Lambik biranin ozelligi ise uzun yillar boyunca kanallar acilmis mese ficilarinin icinde biranin fermentasyonun devam etmesi ile uretilmesi. Havadaki yabani mayalarla fermente edilmesi saglaniyor bu sekilde. Burada bira sevmeyenlerin bile icebilecegi tur meyveli biralar. Bogurtlenli, visneli biralar cok yaygin. Meyveli biralar, meyvelerin sekeri ile iki defa fermente olmus biralar. Ancak soylemeliyim ki yemegin yaninda pek hos olmuyorlar.
Biralarin ilginc baska bir ozelligi de her birinin kendine has bir bardaginin olmasi. Nereye giderseniz gidin, bu bardagin sekli buyuklugu degismiyor. Her cafede orada satilan biralara gore yuzlerce degisik bardak bulmak mumkun. Bu yuzden Belcika bira sunumu acisindan da oldukca favori ulkelerden biri. Buradaki resimlerde birkac cesidini gormeniz mumkun.
Benim denedigim biralar hakkinda sunlari soyleyebilirim:
Leffe: Abbey tarzi bira. Bes cesidi var, kapak renklerine gore ayirt ediliyor. En hafifi ve aromasinin guzel oldugu Sarisin Leffe (Leffe Blond). Bunun yanisira esmer Leffe (kahverengi bira), tripel Leffe (alkol orani yuksek), kirmizi ve mavi kapakli Leffe bulmak mumkun. Grimbergen, Kwak da Abbey tarzi. Kwak'in bardagi cok orjinal. Ayrica icinde sampanya gibi baloncuklar gormeniz mumkun.
Westmalle: Terapist biralardan biri. Sanirim iki cesidi var. Esimin en cok sevdigi bira. Aromasi hos bence de.
Hoegaarden: Limon aromali coook hafif bir bira. Bira iciyormussunuz gibi degil. Ben cok sevmiyorum.
Bellevue kriek: Visne aromali hafif biralardan. Farkli markalar icinde en tatli olani bu degil, bunun yerine Lindeman denemelisiniz. Lambik tarzidir.
Duvel: Efes birasi tadinda ben birsey goremedim farkli.
Stella Artois: Ismi cok karizmatik ancak tadi efes gibi. Benim icin ozelligi Leuven birasi olmasi, burada uretiliyor. Zaten o yuzden fabrika cevresinde cok agir bir maya kokusu duyabilirsiniz zaman zaman.
2 yorum:
Benim sansim ben birayi agzima surmezdim o yuzden hala sadece deneme amacli birkac yudumdan oteye gecmiyor, o da ayda yilda bir :) Ozellikle aksam tuketimleri iyi degil bunlarin Ipekcim, cipsler, misirlar.. Ben zaten bugun yuruyuse basladim kilo vermek istiyorum, bana hic iyi gelmez bunlar :)
Aaaha aşk olsun Duvel'in Efes'e ne ahlakası vardır? Düvel gerçek bir bira.... Efes kandırma birası; çok içmeye yönelik, sarhoş olmaya ve sonra baş ağrısı.
Duvel şöyle; yazın arkadaşlarla beraber bahçede otururken, sohbetler... keyifli yudumlarsın mmmmm...
Yorum Gönder