Pazartesi, Eylül 18, 2006

Dinant Gezimiz


Yesim'in sayfasinda gordugumden beri Dinant'a gitmek istiyordum. Cok hos gozukuyordu resimlerden.. Gecen haftasonu Turkiye'den bir arkadasim geldi. Her geldiginde muhakkak kucuk de olsa bir gezi planimiz oluyor. Havaalanindan onu aldik ve direk Dinant'a gittik. Etrafi gezdik, bol bol fotograf cektik ve donuste de Bruksel yakinlarindaki La Hulpe satosunu ve etrafindaki parki gezdik. Park inanilmaz buyuktu. Satonun bahcesi de gorulmeye degerdi.

(Dinant'dan..)


Meuse nehri Dinant sehrini iki yakaya ayirmaktadir. En onemli yapilar Notr Dame Kilisesi ve tepede yer alan sehri korumak icin insa edilmis olan kaledir. Kucuk bir sahil kasabasi gorunumunde olan Dinant sadece birkac saat icinde gezilebilecek hos bir sehir bence. Wallonya'da (ulkenin guneyinde fransizca konusan bolgesi) yer aldigi icin yerel halkin hepsi fransizca konusuyor. Neyse ki esim de bizimle birlikte oldugu icin sorun olmadi :)

(Notr Dame kilisesinin icinden bir goruntu. Bu gordugunuz pencere kucuk birsey degil, yaklasik 15-18 m kadar var. zaten sandalyelerin ufakligindan da anlayabilirsiniz resmi buyuttugunuzde. Her biri cam parcasi ince ince emek emek boyanmis, ben cok begendim)

Dinant'in ovundugu seylerden biri de Saksafonu bulanin Dinant'li biri olmasi. Bu kisi Adolphe Sax. Dinant'da gezerken adim basi saksafonla ilgili birseyler gorurseniz sasirmayin. Oldukca sik var zira. Asagidaki fotografi biz cekmedik ama wikipedia'dan aldim. Arabadan iner inmez karsimiza bu heykelcik cikmisti zaten. Kendileri Adolphe oluyor sanirim :)


Yiyecek icecek bakimindan Dinant'in unlu oldugu uc sey var denebilir; birincisi Leffe biralari, ikincisi "couque" denilen sert bir biskuvi cesidi ve ucuncusu de "Flamiche" denilen kisleri.. Flamiche deneme sansimiz olmadi ne yazik ki ama internetten okudugum kadari ile bol yumurta (13-15 gibi) ve ozel bir cesit peynirden yapiliyor. Couque ise sehrin icindeki pastanelerden temin edilebilir. Biz hemen denedik tabi. Ozelligi baldan yapiliyor ve tahta kaliplarin icine bastirilip oyle pisiriliyor olmasi. Cok degisik sekillerde ve ebatlarda bulunmasi mumkun. Avrupa'nin en sert biskuvisi unvanina da sahip. Gercekten de yerken disinizi kirabilecek sertlikte. Kahvenin yaninda cok guzel oluyor o ayri :) Leffe biralarinin da unlu olmasinin sebebi su; daha once bahsetmistim, Leffe trapist (hala rahipler tarafindan yapilan biralar) biralardan biri degil, abbey bira diye geciyor yani formulu rahipler tarafindan belirli bir sirkete verilmis, kilise disinda yapilan ama yapim asamasi gene rahipler tarafindan denetlenen aslina uygun yapilmasi saglanan biralar demek. Leffe de bunlardan biri ve bu biranin ilk ciktigi yer de burada. Hatta bir Leffe muzesi bile var.

(Bir firinin vitrininden balli biskuviler)

(Leffe'in iki cesidi biri esmer (bruin) biri sarisin (blond))

La Hulpe Satosu ise 1800lu yillarda insa edilmis ve mimarisi acisindan Fransiz kalelere benziyormus. Bruksele yakin Terhulpen bolgesinde yer aliyor. Parki oldukca buyuk. O yuzden cok fazla insan haftasonu havayi guzel gordu mu kacip buralara geliyor. Bisiklete binenler, guneslenenler, kitap okuyanlar.. Ne isterseniz var.. Tabi mangal disinda :) Arabayi birakacak yer bulamadigimizdan epey uzaga birakmak durumunda kaldik, dusunun yani. Yalniz sato kapaliydi gezemedik icini. Ama esimin dedigine gore burada cok guzel dugunler organize ediliyormus. Bahcesi bile yeter, en az 10000 kisilik kir dugunu bile yapilabilir :)

(soldaki benim, sagdaki de arkadasim simgos- yesilleri gorunce serildik hemen yerlere)

(La Hulpe Satosunun havuzlu yan bahcesi)

(La Hulpe Satosunun arka yuzu)

8 yorum:

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Evrenbal'cığım,
Ne kadar güzel yerler bizimle paylaştığın için çok teşekkürler.Çimlerin üzerinde de çok şirin çıkmışınız inan çok imrendim bende orda biran yanınızda olmak istedim,fakat gelemezdim o sırada mutfakta pasta işlmleri ile meşguldüm.Senin ve arkadaşın adına sevindim güzel bir tatil geçirdiğiniz için.Laf aramızda ballı bisküviler harika gözüküyorlar.))
Tekrar teşekkürlerimi gönderip,çok güzel bir hafta diliyorum canım.

Sevgilerimle,

Evren Yasa dedi ki...

Rica ederim damak tadi, artik nereye gitsem bunu da bloga koyarim, sunun da fotografini cekmeyi unutmayalim diye soylenip duruyorum. Cimlerin uzerindeki fotografi ben de cok begendigim icin koydum, yoksa genel kural olarak pek sahsi resimlerden koymamaya calisiyorum. Keske gelip serilseydin sen de yanimiza cok guzeldi.. Guzel dileklerin icin tesekkurler..

Tijen dedi ki...

Evren ne komik! Sen La Hulpe satosundan bahsedince eski günlere giBir zamanlar (13 yil önce) IBM'de çalisiyordum ve IBM'in La Hulpe'da bir egitim merkezi vardi. Ben de oraya pek çok kez egitime gitmistim. Bazen bisiklet kiralar gezer, çevrede piknik yapardik. Satoya da gitmistim gibi hatirliyorum ama öyle bulanik ki anilar..

Evren Yasa dedi ki...

Bazen oyle tesadufler oluyor ki insan dunya gercekten cok kucuk diyor. Satonun etrafi bisikletle gezmek icin inanilmaz guzel. Ne kadar ilginc oldu di mi simdi :) Yine bu taraflara gelirsen, misafirimiz ol Tijen ablacim.

Yesim dedi ki...

Evren'cim ne güzel iyi yapmışsınız Dinant'a gitmekle, hava da süperdi iyi gelmiştir. Bu arada Simge tahmin ettiğim kişiymiş ona da selamlar :) Çimlerdeki fotoğrafınız da süper :)

Evren Yasa dedi ki...

Hava cok guzeldi dedigin gibi Yesimcim, simgenin bir dahaki gelisinde ortak birseyler yapalim o zaman :)

incikboncuk dedi ki...

harika bir yermiş. masal şehire benziyor. fotolar için çok saol

Berceste dedi ki...

Biblo gibi burasi :) Sen de pek guzel anlatmis, fotograflamissin, gezesim geldi ama vizedir sudur budur olduruyor insani :(
Gel komsu olalim diyordum ama beni ozendirmek icin bu post simdi degil mi? :p